İş Avukatı

İş hukuku, çalışanlar ve işverenler arasındaki hukuki ilişkileri kapsayan bir hukuk alanıdır. İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki sözleşmelerin, çalışma ilişkilerinin, çalışma saatlerinin, ücretlerin, çalışma şartlarının, izinlerin, hakların ve yükümlülüklerin yasal çerçevesini tanımlar. Aynı zamanda iş kazaları, hastalıklar, işsizlik ve emekli maaşları, toplu işten çıkarmalar, şirket devirleri gibi konuları da kapsamaktadır. Bilinmesi gereken birçok iş kanunu vardır.

İş kanunları, çalışanların işyerinde güvende olmalarını ve korunmalarını sağlamaya yardımcı olan korumalar ve önlemlerdir. Birçok iş kanunu ve yönetmeliğine uyulması, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarını oluşturma bakımından zorunlu kılınmıştır. İş kanunlarına uyulmaması, mali cezalara ve davalara neden olabilir. İş kanunu şemsiyesi, geniştir ve işçinin olduğu kadar işverenin hakları da korunur. Kısacası, işçi ve işverenin hak ve yükümlülükleri iş hukuku tarafından tanımlanmaktadır.

İş Hukukuna Neden İhtiyaç Vardır?

İş kanunu, işçinin korunmasının yanı sıra işçinin yetkilendirilmesini teşvik etmek için bir araç görevi görür. Bireysel ve toplu istihdam ilişkilerini düzenler. İş hukuku, işçi ile işveren arasındaki güç dengesizliğini düzeltmeyi amaçlar. İşverenin, işçiyi haklı bir sebep olmaksızın işten çıkarmasını önler.  İş hukukunun ana temaları şunlardır:

  • Verimli Çalışma ve Yeterli Kazanç
  • İnsana Uygun Çalışma Saatleri
  • İstihdam Güvenliği
  • İş ve Yaşamı Birleştirmek
  • Annelik Koruması
  • Güvenli Çalışma Ortamı
  • İstihdam ve Hastalık ile Kazalar
  • Sosyal Güvenlik
  • İş yerinde Eşit Muamele
  • Çalışan Çocuklar

Hukuk büromuz gibi profesyonel ve en iyi iş hukuku avukatı hizmeti sunan hukuk bürolarının en büyük özelliği uzmanlık olmalıdır.  Profesyonel bir iş hukuku avukatı, iş hukuku konuları ve mevzuatını çok iyi bilmeli ve anlamalıdır. Teknik bilgi ile birlikte iyi bir iş hukuku avukatı, İş hukuku kurallarındaki değişikliklere ve müvekkillerinin çerçevelerine uygun bir şekilde esnek bir yaklaşım sergilemelidir. Müvekkilleri ile rahat ve net bir şekilde iletişim kurabilmelidir.

İş Avukatı Bürosu

İş hukuku davaları, etkili stratejiler geliştirebilmeyi ve müvekkilin haklarını en iyi şekilde koruyabilmeyi gerektirir. Müvekkillerine ve danışanlarına en nitelikli danışmanlık hizmeti de sunan büromuz, yukarıdaki özellikler yanında davalarda taktik ve beceri hususunda da lider avukatlık büroları arasındadır. Hukukun öngördüğü etik kurallara uyar ve müvekkillerine adil bir biçimde hizmet eder.

Ücret Alacağı

Çalışan işçinin eline geçen maaşın iş bordrosunda asgari ücret olarak gösterilip geri kalanını elden vermekte olduğu uygulamada çok görülmektedir. Gerçek ücret, dava açılarak hakimin ilgili yerlere yazı yazması ve tanık dinlenmesi ile tespit edilmektedir.

İhbar Tazminatı Alacağı

İş Kanunu 17. maddeye göre belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Bu süreler kanun maddesinde çalışmış olduğu süre doğrultusunda belirtilmiştir.

Kanunda yer alan sürelerin dolması ile iş sözleşmesi feshedilmiş sayılır. Bu sürelere uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

Kıdem tazminatı Alacağı

1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı işçinin en son aldığı ücret üzerinden hesaplanarak ödenir.

Ödenmemiş veya eksik ödenmiş kıdem tazminatı alacakları dava yolu ile faiz işletilmek suretiyle işverenden alınmaktadır.

Fazla Mesai Ücreti Alacağı

4857 sayılı iş kanunu ve iş kanununa ilişkin fazla çalışma fazla sürelerle çalışma yönetmeliği uyarınca haftalık 45 saati aşan çalışmalarda fazla çalışma, haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle 45 saatin altında belirlendiği durumlarda bu çalışma süresini aşan ve 45 saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışma kapsamına girer.

Fazla çalışmanın her saati için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen tutarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. Fazla sürelerle çalışmalarda ise, her bir saat fazla çalışmalar için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.

Yapılan ödemelerin ücret bordrolarında ve işçiye verilmesi gereken ücret hesap pusulalarında açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi hallerinde bu alacaklar dava yolu ile faiz işletilmek suretiyle işverenden alınmaktadır.

Uygulamada bazı işverenlerin fazla mesai ücretini ödememek için bordroda maaşı düşük göstermekle beraber fazla mesai ücreti ödediği görülmektedir. Dava açılarak bu durum ispatlanır ve fazla mesai ücreti belirlenmektedir. Keza ödenmemesi durumunda da dava yolu ile faiziyle alınır.

Yıllık Ücretli İzin Hakkı ve Yıllık İzin Ücreti Alacağı

4857 sayılı iş kanununa göre en az bir yıl çalışmış olmak kaydı ile işçinin çalışmış olduğu süreye göre işçiye yıllık izin hakkı tanınmıştır. Bu süreler aşağıdaki şekildedir;

  • Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
  • Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
  • Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden az olamaz.

İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.

İşçinin izin süresi için verilecek ücret, son bir yıllık süre içinde kazandığı ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama üzerinden hesaplanır.

Yıllık izin ücretlerinin eksik ödenmesi veya ödenmemesi haklı nedenle iş akdinin feshi sebeplerindendir. Ödenmediği takdirde dava yolu ile alınır. İzin ücreti alacağı iş akdinin feshine bağlı alacaklardandır. İş akdi feshedilmeden dava açılamaz.

Hafta Tatili, Ulusal Bayram ve Genel Tatil Alacakları

İş kanunu kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere tatil gününden önce yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.

Kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak ödenir.

Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir. Bu durumda tatil yapmayarak çalışan işçiye ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.

İşe İade Davası

İş Kanunu’nun 20. maddesine göre İş sözleşmesi feshedilen iş güvencesi kapsamında olan işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır.

İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Kötü Niyet Tazminatı Davası

İş güvencesi kapsamında olmadan çalışan işçinin iş sözleşmesi işverence geçerli bir sebep olmadan fesih hakkını kötüye kullanmak suretiyle feshedilirse işçi, kötü niyet tazminatını hak eder.

Kötü niyet tazminatı bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarındadır. İş güvencesi kapsamında olmadan çalışan işçi, işe iadesini talep edemez. Söz konusu fesih hakkın kötüye kullanılması da oluştursa geçerli bir fesihtir.

Hizmet Tespit Davası

Hizmet tespit davası, sigorta bildirimi yapılmaksızın ve sigorta primi yatırılmaksızın çalıştırılan işçilerin geriye dönük olarak sigortalı yapılabilmesi için açılan davadır.

Hizmet süresi belirlenerek işverenin geriye dönük sigorta primlerini ödenmesi sağlanır. Hizmet tespiti davası kamu düzenine dair davalar kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeple hakim re’sen gerekli araştırmaları yapar.

Hizmet tespit davası beş yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Davalı sürenin geçtiğini ileri sürmese dahi hakim bu süreyi dikkate alır. Doğrudan hizmet tespit davası açılabilir. Arabuluculuk kapsamında değildir.

İş Kazalarına İlişkin Davalar

İş kazası meydana geldiğinde işçi yaralanmışsa işçi, ölümü halinde de mirasçıları tarafından olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi suretiyle maddi ve manevi tazminat davaları açılabilir.

İş kazası olması sebebi ile de kolluk birimi ve Cumhuriyet Savcısı gerekli soruşturmayı yaparak ilgililer aleyhine ceza davası açar. İş kazası neticesinde işçinin maluliyeti ve kusur oranları belirlenir.

Bu kusur oranları neticesinde işçiye yapılacak yardım miktarı belirlenir ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından aylık yardım yapılır. Daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumu ödemeleri, kusurları oranında ilgililere rücu eder.

Maddi tazminat davası; işçi tarafından, işçinin ölümü halinde ise ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler tarafından dava açılır. Bu dava ile, tedavi masrafları, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar talep edilir.

İşçinin ölümü halinde ise, cenaze ve tedavi masrafları ile ölenin desteğinden yoksun kalanların uğradığı zararlar talep edilir. Tüm zararlar Mahkemece araştırıp incelenerek belirlenir.

Manevi tazminat davası: İşçinin yaralanması halinde işçinin, ölümü halinde de yakınlarının manevi zarara uğraması sebebiyle manevi tazminat davası açılarak belirli bir miktar talep edilmektedir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

İşçinin ölümü halinde, işçinin bakmakla yükümlü olduğu yakınları tarafından talep edilir. Ölen kişinin yakınları ölenin yardımına muhtaç olmaları sebebi ile yaşamlarını idame etmeleri için gelir bağlanır.